BİR ADIM KALDI…

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

BİR ADIM KALDI…

SURE ADI: KAFİRUN

SIRA NO: 109

AYET SAYISI: 6

NUZÜL YERİ: MEKKE

SURENİN ÖNCEKİ SUREYLE ALAKASI

Gönülleri fethetmeye bir adım kaldı. İslam’ın kalplerde şenlenip; dünyayı şenlendirmesine bir adım kaldı. Mazlumların ahına verilecek cevaba bir adım kaldı. Zalimlerin yıkılışına bir adım kaldı. Canın, malın, ırzın, neslin, dinin ve aklın garanti altına alınmasına bir adım kaldı. Kafirun Suresindeyiz. Fil suresinde İslam’a olan ihtiyacı hissettik ve yaşamaya kendi içimizde söz verdik, Kureyş suresinde toplumu ayakta tutan somut adımları atarken; Maun suresinde ise toplumun direği olan maneviyatı ana esas edindik. Kevser suresinde ise toplumsal huzurun devamlılığının esaslarını ele aldık. Şimdi İslam Toplumunun inşa edilmesindeki son adımı ve duruşu öğreneceğiz Allah Teala’dan…

SURENİN KAVRAM HARİTASI

            1-6. Ayet: Net Tavır, Kırmızı Çizgi

            Müslüman karakter sahibidir. Her denileni kabul etmez. Tek mikyası vardır o da Allah Teala’nın razı olup olmaması. Gerek kişisel gerekse toplumsal bazda bu ölçüyü işlevsel olarak kullanmanın derdi içinde olur. Uluslararası ilişki ve komşuluk, akrabalık veya arkadaşlık ilişkisinde de bu karakteri her zaman ön planda tutar.

  1. (قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ) Söyle: Ey kâfirler
  2. (لَا أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ) Ben o taptıklarınıza ibadet etmem!
  3. (وَلَا أَنْتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ) Siz de benim ibadet ettiğime tapmazsınız.
  4. (وَلَا أَنَا عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْ) Bundan sonra da sizin ilahlarınıza tapmayacağım.
  5. (وَلَا أَنْتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ) Sizin de benim Rabbime ibadet etmenizi beklemiyorum.
  6. (لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ) SİZİN DİNİNİZ SİZE, BENİM DİNİM BANA.

AYETLERİN TEFSİRİ

NET TAVIR, KIRMIZI ÇİZGİ

  1. 1.     (قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ) Söyle: Ey kâfirler!

İlmin amele dökülmesindeki ilk adım “söylemektir”. Hakkı söylemek, olması gerekeni söyleyebilmek… Çünkü beyin organlara “şunu yap” talimatını vermeden hiçbir organ amel işleyemez. Amele dökmenin ilk adımı da hakkı yani olması gereken her şeyi söylenmesi gereken her yerde söylemektir.

İslam, bize toplum olarak gayri Müslimlere karşı takınmamız gereken tavrı beyan etmektedir. Birinci ve değişmez kural: En değerlimiz dinimiz olacak. Onu kabul etmeyenleri ise nankörlük yapıyor olarak göreceğiz. Tabi bu durum o insanlara karşı zulmü ve zorbalığı takınmamız manasına gelmiyor. Toplum olarak İslam’ın izin verdiği kurallar çerçevesinde onlarla bir takım ticari, toplumsal, sosyal vb. ilişkilere girilebilir. Ama bu durum bizim kimliğimize zarar vermemelidir. Osmanlı zamanındaki İslam toplumunun yıkılması ve yozlaşmasındaki en büyük neden de burada saklıdır. Kimliğimizi Kaybetmek Ve Kim Olduğumuzu Unutmak.

Peki İslam toplumunun gayri Müslimlerle olan ilişkisinin sınırı nedir? Cevabı Allah Teala 2. ve 3. Ayette veriyor. 

  • (لا أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ) Ben o taptıklarınıza ibadet etmem!
  • (وَلا أَنتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ) Siz de benim ibadet ettiğime tapmazsınız.

Herhangi bir anlaşmaya girmeden şunu bilin ki ben sizin taptıklarınıza tapmam. Haram bildiğimi sizin için helal bilmem. Benim bunu size söylememle şunu da bilin ki sizi de kendi dinime zorlamam. Sizin de benim ibadet ettiğim Allah’a inanmadığınızı biliyor; benim helal veya haram bildiğimi sizin de helal veya haram bilmek zorunda olmadığınızı size haber veriyorum. Ama bunun yanında şunu da bilin ki;

  • (وَلا أَنَا عَابِدٌ مَّا عَبَدتُّمْ) Bundan sonra da sizin ilahlarınıza tapmayacağım.
  • (وَلا أَنتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ) Sizin de benim Rabbime ibadet etmenizi beklemiyorum.

Herhangi bir şekilde beni kandırmaya kalkışmayın. Dinim sebepli bana yaptırım uygulayacaksanız bu beni İslam’dan ayıramayacak bunu bilin. Tam aksine o dine daha fazla sarılmama vesile olacak. İlla da dinim, benliğim ve kimliğim sebepli bana tavır sergileyip ekonomik, siyasal vb. ne varsa yaptırım uygulayacaksanız cevabım şudur ki:

  • (لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ) SİZİN DİNİNİZ SİZE, BENİM DİNİM BANA.

Ben sizin dininize karışmam siz de benim dinime dil dahi uzatamazsınız. Dinime ve benliğime dil uzattırmam. Kişisel planda ve devlet bazında bunu söyleyebilen bir Müslüman devlet başkanı şu ayetle amel ediyor demektedir:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّمَا الْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلَا يَقْرَبُوا الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَٰذَا ۚ وَإِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةً فَسَوْفَ يُغْنِيكُمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ إِن شَاءَ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Bu duruş asırlardır İslam toplumunda insanlığın huzurunu tesis etti. Hristiyanlar, Yahudiler, Müşrikler ya da diğer dine mensup olanlar refahı, güveni, saadeti, hoşgörüyü İslam toplumunda aradı ve buldu. O halde o zamana dönüp;

BU SUREYLE AMEL ETMEL İSTİYORSAK

  1. Devlet politikası olarak kafire karşı vakarımızı koruyacağız. Lakin bu onlara karşı zulmetmemizi ve insanlıktan çıkarmamızı gerektirmez.
  2. Dinimize aykırı durum olunca o durumu asla kabul etmeyeceğiz.
  3. Kabul etmeme hali sadece ibadet boyutunda değil bilakis yeme, içme, giyim, hayat tarzı gibi yaşantımızın her alanında vuku bulacak. Hatta Müslümanlara zulmeden ülkenin mallarını zaruret haricinde kullanmayacağız.
  4. Kimsenin dinine dil uzatmaz; İslam’a da dil uzattırmayacağız.

Bu sureye kadar huzurlu bir toplumun kurulmasındaki kilit taşları gördük:

  • Fil Suresiyle İslam’a olan ihtiyacımızın farkına vardık.
  • Kureyş Suresiyle Toplumun (savunma sanayi ve ekonomi gibi) olmazsa olmaz somut adımlarını öğrendik.
  • Maun Suresiyle Toplumun sosyal yardımlaşma kuruluşları gibi manevi direklerini tefekkür ettik.
  • Kevser Suresiyle Sağlanan iç ve dış huzurun devamlılığı noktasında Namaz ve Kurban ibadetinin ehemmiyetine değindik.
  • Kafirun Suresiyle toplumsal huzurun ve muvaffakiyetin son adımı olan gayri Müslimlerle olan uluslararası ilişkinin ölçülerini ele aldık.

ARTIK HAZIRIZ… MUVAFFAKİYETİN MÜHRÜNÜ VURMAYA HAZIRIZ… FETHE HAZIRIZ… GÖNÜLLERİ FETHETMEYE HAZIRIZ…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir