بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
TOPLUMUN HAKİKİ PLANDA İNŞASI
SURE ADI: MAUN
SIRA NO: 107
AYET SAYISI:7
NÜZUL YERİ: MEKKE
SURENİN ÖNCEKİ SUREYLE ALAKASI
Toplumu ayakta tutan iki güç vardır. Birisi silahların, tank ve tüfeklerin üretildiği savunma sanayisi; diğeri ise toplumun kalbini, ruhunu ve fikrini ayakta tutan manevi şuurdur. Bir toplum savunma sanayisiyle bir zamana kadar varlığını sürdürebilir ama manevi gücü yoksa o kadar silah, füze ve tanklar demir yığınından başka bir şey sayılmaz. İşte Maun Suresi’nde de Allah Teâlâ, günümüz toplumunu ayakta tutan asıl gücü açıklamaktadır.
SURENİN KAVRAM HARİTASI
1-3. Ayet: Yalanlayanların Özellikleri
Allah Teala bu ayetlerde imani veya ameli planda yalanlayanların ortak özelliklerinden bahsedecek. Yetimi itme ve miskini doyurmama sıfatıyla karşımıza çıkan bu yalanlayan güruhun en önde özelliği paraya tamah ettiği için parasız olanı hor görür ve yardım istendiğinde kendi parasına bir şey olmamasını ister. Nimete şükretmemenin, malı kendisinin bilmenin sonucu olan bu davranışın hem imani hem de ameli alanda yalanlamanın özelliği olduğunu beyan etmemiz gerekir ki; nice Müslümanlar (!) vardır ki aynı vasfa hatta daha derin bir hastalığa sahiptir.
- (اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يُكَذِّبُ بِالدّ۪ينِۜ ) Dini yalanlayanları gördün mü?
- (فَذَلِكَ الَّذِي يَدُعُّ الْيَتِيمَ) İşte dini yalanlayan yetimleri itenin ta kendisidir.
- (وَلا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ) Miskini doyurmaya teşvik etmez.
4-7. Ayet: Amel Planında Yalanlayanlara Özel Atıf
İman noktasında yalanlayan zaten yok olmaya mahkûmdur. Lakin Müslüman olup bu hastalığa düçar olanların tespiti gerekmektedir. Bu noktada hayatımızın en önemli ve sürekli ibadeti karşımıza çıkıyor: Namaz. Namazına önem vermeyip ondan çalan bir insanın insanlığa fayda vermesi elbette beklenemez. Ama Allah Teala tam teşhis koyarak namaza karşı hangi edepsizliğin toplumu etkileyecek kadar büyük sonuçlar doğurduğunu beyan ediyor ki bu bile nimet olarak şükretmeyi gerektirir.
- (فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ) Namaz kılanlara yazıklar olsun.
- (الَّذِينَ هُمْ عَن صَلاتِهِمْ سَاهُونَ) Onlar namazlarından gafildiler.
- (الَّذِينَ هُمْ يُرَاؤُونَ) Onlar riya ile namaz kılarlar.
- (وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ) Para ile yapılan ibadetlere mani olurlar.
AYETLERİN TEFSİRİ
YALANLAYANLARIN ÖZELLİKLERİ
- (اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يُكَذِّبُ بِالدّ۪ينِۜ ) Dini yalanlayanı gördün mü?
Önceki surede Allah Teala ekonomi ve savunma sanayi nimetini hatırlattı bizlere. Ardından da ibadet etmemizi ve bu iki nimeti rızasına uygun şekilde kullanmamızı istemişti. Ama bazı toplumlar var ki bu iki nimeti hakkınca kullanmadılar. Bu yüzden Allah’a inansınlar veya inanmasınlar verilen nimetlere nankörlük yapmak manasından dini yalanlamış sayıldılar. Bunun yanında bu ayetle İslam’ı gerçekten yalanlayan kafirler de kastedilmiş olabilir. Ama toplumu inşa etme noktasında birinci mana daha uygun ve daha umumidir.
- (فَذَلِكَ الَّذِي يَدُعُّ الْيَتِيمَ) İşte dini yalanlayanlar yetimleri itenin ta kendisidir.
Allah Teala bu ve sonraki ayette çoğul ifade kullanmıyor. Çünkü amaç her ferde özel olarak hitap etmektir. Allah Teala ekonomi nimetini vermişti insana ama insan toplumda ekonominin asıl kaidesini işletmedi. Evet. Ekonomi İslam’a göre bir nimettir. Ama toplumun her ferdinin refahını amaçlayan bir nimettir. Bir toplumda kapitalizm hâkim olup; yetimler ve fakirler daha kötü bir hale sürüklenirse Allah’ın verdiği nimet yerinde kullanılmamış sayılır. Bu şuurda olamayanlar da Allah Teala’nın şu hitabına muhatap olur: İşte Dini Yalanlayanlar Yetimleri Özel Manada İtenlerin Genel Manada Yok Sayanların Ta Kendileridir.
- (وَلا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ) Yetimi doyurmaya teşvik etmez.
Kuran-ı Kerim bize her zaman bir adım ilerleyerek İslam’ı yaşamayı emreder. Namaz kılın demez namazı ikame edin der. Zina yapmayın demez. Zinaya yaklaşmayın der. Bu ayette de toplumun ayakta durmasına dikkat çeken Allah Teala yıkımın yetimlerin doyurulmamasından değil; yetimi doyurmaya teşvik edilmemesinden başlayacağını beyan eder. Bu yüzden toplumun ayakta durmasının, ekonominin hakkınca kullanılmasının ana kaidesi Yetimleri Doyurmak değil; onları doyurmaya teşvik etmektir. Yani bu ayet her ne alanda olursa olsun İslam’ın uygun gördüğü yolda faaliyet gösteren sosyal yardım kuruluşlarının yardıma teşvik aracı olması hasebiyle en az savunma sanayi kadar toplumu ayakta tuttuğunu beyan etmektedir.
AMEL PLANINDA YALANLAYANLARA ÖZEL ATIF
- (فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ) Namaz kılanlara yazıklar olsun.
Burada namaz kılanlar suçlu. Namaz kılmayanlardan hiçbir şey beklenmez zaten. Namaz kılanlar suçlu çünkü kıldıkları namaz toplumlarını ihya etmeye yetmiyor. Namaz kalplere huzur verecekti böylece toplum huzura kavuşacaktı. Namaz insanları kötülükten iyiliğe götürecekti. Nimet anında kibirden, musibet anında isyandan Allah’a sığındıracaktı. Ama bu sağlanamadı. Kılınan namazlar topluma huzur dağıtamadı. Çünkü…
- 5. (الَّذِينَ هُمْ عَن صَلاتِهِمْ سَاهُونَ) Onlar namazlarından gafildiler.
Allah’ın emaneti olan namazı koruyamadılar. Bu emaneti korumayan hiçbir insan toplumun emaneti olan yetim malını, kamu malını istese de koruyamaz.
Peki namazdan nasıl gafil olunur? Cevabı Hz. Peygamber Aleyhi’s-Selâm veriyor:
تلك صلاة المنافق يجلس يرقب الشمس حتى إذا كانت بين قرني الشيطان قام فنقر أربعا لا يذكر الله فيها إلا قليلا
İşte münafığın namazı, güneşin, şeytanın iki boynuzu arasına (kerahat vaktine ya da namazın çıkış vaktine) gelmesini bekler. Ardından kalkar dört defa gagasını yere vurur (hızlı kılar) da Allah’ı çok az anar (O da namazlardaki Allahu Ekber lafzıdır.)
O halde Namazdan gafil olma hali üç türlüdür:
- Namazı vaktinde kılmama
- Namazı hızlı kılmak ve tadili erkana (organların her harekette yerleşme kaidesine) uymamak
- Allah Teala’yı hakkınca zikretmemek.
Bunlardan gafil olan kimse kamu malıdır, vakıf malıdır deyip tüyü bitmemiş yetimin hakkını gözetemez. Çünkü içinde Allah korkusu bulunmayan insan kuldan elbette korkmaz. Peki hakkınca kılmıyor da bu gafil olma halinin sebebi nedir? Cevap:
- 6. (الَّذِينَ هُمْ يُرَاؤُونَ) Onlar riya ile namaz kılarlar.
Kılınan namazın Allah katındaki değerine bakmazlar. Önlerinde kıldıkları insanların ne dediklerine bakarlar. Hayatları hep böyledir. Her zaman birileri iyi şeyler desin diye adım atarlar. Ama alttan yetim malı yerler ve sadece sorulduğunda “evet kıldım” demek için bir takım hareketler yapar. Bir işte muvaffak olmak istersek önce bu işi Allah için yaptığımıza kendimiz inanacağız. Riya Hz. Peygamber’in de tarifiyle küçük şirktir. Kendini olanından büyük göstermektir. Verecekleri zaman kameraları çağırıp cümle aleme kendisini göstermeye çalışmaktır.
- 7. (وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ) Para ile yapılan ibadetlere mani olurlar.
Ekonomi nimetini sadece elit kimseler için uygun görürler. Fakirler, yetimler ve miskinler onların dünyasında yoktur. Sömürürler ama bir zırnık dahi koklatmazlar. Halbuki kıldıkları namaz yaptıkları kötülüklerden alıkoyacaktı. Bu hastalığa binaen Allah Teala namaz ile zekatı çoğu zaman bir arada getirmiştir. Çünkü ancak namazı ikâme eden kimse malın asıl sahibinin Allah Teala olduğunu bilip zekatı verebilir.
BU SUREYLE AMEL ETMEK İSTİYORSAK
Toplumu ayakta tutan iç mekanizmanın dişlilerinin şunlar olduğunu bilmemiz gerekecektir:
- Ekonomi sömürü düzen için değil toplumun her alanda huzurunu tesis etmek için kullanılmalıdır.
- Sadece yardım etmek değil; asıl sosyal yardımlaşma kurumlarıyla ile yardıma her zaman teşvik edilmesi toplumu ayakta tutacaktır.
- Ben üzerime düşeni yaptım deyip herhangi bir işten geri adım atmamak gerekir.
- Bunları tesis etmenin yolu riya ve gafletin bulunmadığı; zamanında kılınıp, şuurlu bir şekilde ikâme edilen bir namazdan geçmektedir. Onca nimetleri bize bahşeden Allah Teala’nın hakkını gözetme derdinde olmadıkça toplumda miskinler ve yetimler daima yetim ve miskin kalacaktır.
Fil, Kureyş ve Maun suresiyle beraber toplumun iç huzurunu tamamlamış olduk. Sonraki sure bu huzurun devam ettirmenin anahtarı olacak. O toplumu önce kalbimizde sonra gerçek dünyamızda kurmak temennisiyle…